Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında, 30 Ağustos 1922’de kesin zaferle sonuçlanan Başkomutan Meydan Muharebesi’nin 102. yıl dönümü topraklarımızın düşman işgalinden kurtarılıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Kütahya’da büyük bir gurur ve coşkuyla kutlandı.
Zafer Abide’sine çelenk sunuldu
Kutlamalar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Taarruz’u yönettiği ve Başkomutan Meydan Muharebesi ile Türk ordusunun kesin zafer kazandığı Kütahya’nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepeçalköy’deki Zafer Abidesi’nde başladı.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali YERLİKAYA, Kütahya Valimiz Sayın Musa IŞIN, Afyonkarahisar Vali Vekili Uğur KOLSUZ, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Hava Piyade Tuğgeneral Sayın Mustafa BAŞ, Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Sayın Fatih DAĞLI, Kütahya Belediye Başkanı Sayın Eyüp Kahveci ve Afyonkarahisar Belediye Başkanı Sayın Burcu KÖKSAL, Zafer Abidesi’ne çelenk sundu.
Çelenklerin sunulması ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından saygı atışı yapıldı ve İstiklal Marşı okundu.
Arazi tanıtıldı, harekât anlatıldı.
Bayrağın göndere çekilmesi ve Hava Er Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Hava Piyade Tuğgeneral Sayın Mustafa BAŞ’ın konuşmasının ardından bir subay araziyi tanıtıp, harekâtı anlattı.
Daha sonra binlerce gencin katılımıyla “Büyük Zafer Yürüyüşü” gerçekleştirildi.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali YERLİKAYA, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Dr. Enes EMİNOĞLU, Kütahya Valimiz Sayın Musa IŞIN, Afyonkarahisar Vali Vekili Uğur KOLSUZ, milletvekilleri ve protokol üyeleri, binlerce gençle birlikte tören alanına geldi.
Sayın Bakanımız ve Sayın Valimiz halkı selamladı.
Törende; İçişleri Bakanımız Sayın Ali YERLİKAYA, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Dr. Enes EMİNOĞLU, Valimiz Sayın Musa IŞIN, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Hava Piyade Tuğgeneral Sayın Mustafa BAŞ tarafından tören birlikleri denetlenerek, halkın bayramı kutlandı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam eden törende Kur'an-ı Kerim okundu, bütün şehitlerimiz için dua edildi.
Daha sonra Valimiz Sayın Musa IŞIN kürsüye geldi. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı ve Kütahya’nın kurtuluşunun 102. yılını tebrik eden Valimiz Sayın Musa IŞIN şöyle konuştu:
“Kuruluşun ve Kurtuluşun Kutlu Topraklarına Hoş Geldiniz, Şeref Verdiniz. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 102. yıl dönümünde, Türk milletinin eşsiz kahramanlığını ve azim dolu mücadelesini yürekten kutluyorum.
Geçen 26 Ağustos’ta Sultan Alparslan’ın şanlı ordusuyla Anadolu’nun kapılarını aziz milletimize açışının 953. yıl dönümünü büyük bir heyecan ve törenle kutladık. 851 yıl sonra, yine bir 26 Ağustos günü şu an üzerinde bulunduğumuz bu topraklarda, düşmana karşı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın taarruz emri ile bu topraklar ebediyen Türk yurdu olmuştur.
Bize bu toprakları yurt/vatan yapan Sultan Alparslan’dan Osman Gazi’ye, Osman Gazi’den Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya kadar tüm komutanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi ve vatan ve millet için maddi ve manevi fedakârlıktan kaçınmayan tüm ecdadımızı rahmet ve minnet ile yâd ediyoruz.
26 Ağustos’ta, bu topraklarda düşmana karşı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Büyük Taarruz emri ile 4 gün süren şiddetli çatışmalar neticesinde, 30 Ağustos’ta düşman kesin bir yenilgiye uğratılarak Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanılmıştır. 26 Ağustos ile 30 Ağustos arasındaki 4 gün boyunca süren savaşta 2.425 kahraman askerimiz şehit olmuştur. Ayrıca 13.476 kahraman askerimiz yaralanmıştır.
Aziz vatanımızın bağımsızlığı için, tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi Osmanlı coğrafyasının her yerinden Kerküklü, Trablusgarplı, Bağdatlı, Kudüslü, Diyarbakırlı, Cizreli, Sinoplu, Hataylı, Kütahyalı, Konyalı, Manisalı, Kayserili velhasıl Anadolu'nun her bir köşesinden vatan savunmasına koşan binlerce vatan evladı, aziz vatanımız için canını feda etmiştir. Hepsini rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
Sayın Bakanım, Kıymetli Misafirlerimiz,
Başkomutan Meydan Muharebesi'nin 102. yıl dönümünde, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kuruluşun ve kurtuluşun şehri, şehitler diyarı Kütahya’mızda birlik ve beraberlik içerisinde karşılamanın gururu içerisindeyiz.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 102. yıl dönümünde, ecdadımızın bize miras bıraktığı bu büyük zaferi gururla kutluyoruz. Şanlı tarihimize, şehitlerimize ve gazilerimize olan minnettarlığımızı göstermek için bugün buradayız. Millet olarak, birlik ve beraberlik içinde, geleceğe umutla bakıyoruz.
Sayın Bakanım, Kıymetli Misafirlerimiz,
Malumunuz olduğu üzere, Türk milleti, büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu topraklarda, tarih boyunca her zorluğun üstesinden gelerek varlığını sürdürmüştür.
Anadolu’nun sonsuza kadar vatanımız olarak kalacağının teminatı olan 30 Ağustos, milletimizin bu vatana olan sevgisinin, bayrağa olan bağlılığının ve bağımsızlığa olan tutkusunun iman, azim ve cesaret ile simgeleşmiş hâlidir. Türk milleti, bundan 102 yıl önce, esareti reddetmiş; hürriyette karar kılmıştır.
Sakarya’dan Kocatepe’ye uzanan bağımsızlık mücadelesini Dumlupınar’da zafere taşımış ve tarih sahnesinden silinmek istenen bu kahraman millet, mücadelesini Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla nihayete erdirmiştir.
Millî Mücadele ile yurdumuzu ebedi vatan yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, 40 yıldır vatanımızın bölünmez bütünlüğü için şehit olan, 15 Temmuz’da ülkemizi işgal kalkışmasını canları ile engelleyen tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
30 Ağustos Zafer Bayramınızı tekrar tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum.
Sayın Valimizin ardından, İçişleri Bakanımız Sn. Ali YERLİKAYA halka hitap etti.
““Yürekleri Vatan Aşkıyla Çarpan, Kıymetli Kardeşlerim, Sizleri, hür bir milletin evlatları olarak yaşamanın onuruyla, “30 Ağustos Zafer Bayramımızın” bu büyük coşkusuyla, sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Şu an, İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in: “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” dediği topraklardayız. Burada nice yiğitlerin ayak izleri, nice ana kuzularının son nefesleri var.
Burada rüzgârlar bir başka eser, çiçekler bir başka açar, yürekler bir başka yanar. Meçhul askerin cânı, Rahman’a ulaşsa da, elinden bırakmadığı ay yıldızlı sancak, burada bir başka dalgalanır. İşte Kütahya, işte Dumlupınar! Bin yıldır bu toprakları vatan, vatanı aziz kılan ruh işte burada! İstiklaline ve istikbaline aşık Türk milleti burada” dedi.
Sayın Bakanımız konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Düşmanı denize döken, Anadolu’nun tapusuna; ebediyen “Türk yurdu” mührünü vuran ecdadın torunları burada! Burası ki; işgalcilerin yazmaya çalıştığı tarihin, “tarih” olduğu; şanla ve şerefle kazanılan zaferimizin, arşa uzandığı topraklardır.
Kıymetli Kardeşlerim, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bundan tam 102 yıl önce, saat 2’de, şanlı ordusuyla birlikte şu an bulunduğumuz Zafertepe Çalköy’e gelmişti. Büyük Taarruz’un en kritik dakikaları yaşanıyordu.
O anı şöyle anlatıyor Gazi: “Efendiler! Şu gördüğünüz Çalköy, alevler ve dumanlar içinde yanıyordu… Haritada gördüğüm şey şuydu ki: Ordularımız düşmanın önemli kuvvetini kuzeyden, güneyden ve batıdan kuşatmaya uygun bir durum almış bulunuyordu. Karar verdik ki: Türk’ün kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı ufuktan tüm parlaklığı ile doğacaktır.”
Evet! 30 Ağustos’ta bir başka doğdu güneş; ocağı tüten her bir köyümüzde, rengârenk çiçeklerin açtığı dağlarımızda, özgürce akmaya hasret ırmaklarımızda, uçsuz bucaksız ovalarımızda doğdu… Bir başka doğdu güneş, Dumlupınar’da, Çanakkale’de, Malazgirt Ovasında göz kamaştırarak…
4 yıllık esaret 4 günde kırılmıştı işte! “Zafer, zafer benimdir diyebilenlerindi.” çünkü…
Ey, sırtına yavrusunu sarıp cepheye koşan Türk kadını! Ey, eline kınası yakılıp cepheye gönderilen Türk evladı! Ey, “Hakkıdır hakka tapan” Türk milleti! Bu şeref senindir, bu zafer senindir! Bu zafer hepimizindir! Kutlu olsun!
Kıymetli Misafirler, 30 Ağustos’a, o büyük zafere, kolay gelinmedi elbette. Milli Mücadele’nin o ateşten günlerinde, ne büyük acılar çekilmiş, nice gözyaşları dökülmüştü. Etrafımız adeta ateş çemberiyle kuşatılmış, milletimizin istiklaline ve istikbaline, esaret prangası vurulmaya çalışılmıştı.
Bir millet düşününüz; canından aziz bildiği kutsal vatan toprağı işgal edilmiş… Orduları dağıtılmış, tersaneleri kapatılmış, bütün kaleleri zapt edilmiş, umut diye sarıldığı her dal kırılmış olsun. Ama dilinden duayı, yüreğinden vatan aşkını söküp atamadığı milletimiz, umudunu bir an olsun yitirmemişti.
Ve o umut; 19 Mayıs sabahı Samsun’da bir güneş gibi doğdu. Artık dillerde tek bir cümle vardı: “Ya İstiklal ya ölüm!” Amasya’da, Sivas’ta, Erzurum’da tüm dünyaya ilan edildi ki: “Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. Muhakkak ki, milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır!”
Ve bir millet; küllerinden doğmak için ayağa kalktı! Sofrasındaki lokmasını, tarlasındaki ekinini, sırtındaki hırkasını serdi Mehmetçiğin önüne. Çünkü; evlat yolu gözleyen analarımızın, dedelerimizin, nenelerimizin, gözü yaşlı yetimlerimizin dilinden hiç eksiltmediği duaydı istiklâlimiz. “Bizi hiç tasalı görmez bu yerler, yiğitler, ölürken bile gülerler, yeter ki, yaşayan er oğlu erler, bizi çiğnetmesin ayak altında.”
Çiğnetmedi Memedler! Çiğnetmedi Ayşeler, Emineler, Haticeler… Bu hayasızca akının karşısında dimdik durdular. Gazi oldular, şehit oldular ama yollarından da, yeminlerinde de dönmediler. Artık sona gelinmişti! Öyle bir taarruz olacaktı ki bu; geri dönüşü yoktu. Telâfisi yoktu. Sadece 207 bin Mehmetçik değil, koca bir milletti savaş meydanına çıkacak olan. Mehmetçik, Afyon Ovasını “Allah Allah” nidalarıyla inletirken, Sultan Alparslan’a selam yolluyordu.
Selam olsun, kağnısıyla cepheye mermi taşıyan Fatma Nine’ye! Battaniyesini, taşıdığı cephaneye saran, üşümesin diye bebeğine sarılırken, donarak şehit olan Şerife Bacı’ya selam olsun! Selam olsun Kara Fatma’ya, Yörük Ali Efe’ye, Yahya Kaptan’a! Selam olsun Deli Halit’e, Mümin Aksoy’a, Çetmili Kara Ali Çavuş’a, oğlu Onbaşı Mehmet’e! Selam olsun zafer türküleri söyleyen vatanımın dört bir yanına!
Kıymetli Kardeşlerim, bugün büyük bir coşku ve gururla kutladığımız 30 Ağustos Zaferi, milletimizin varoluş mücadelesindeki bir dönüm noktasıdır. Bağımsızlık ve özgürlük uğruna, bir milletin dişiyle, tırnağıyla, bütün ruhuyla verdiği mücadelenin ardından gelen şanlı zaferin adıdır.
30 Ağustos; emperyalizme karşı, sömürüye karşı, zulme karşı verilen mücadelenin, boyun eğmeyen Türk milletinin destanıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bundan tam 100 yıl önce, 30 Ağustos 1924 tarihinde şu an bulunduğumuz Zafertepe Çalköy’de, tarihe geçen bir konuşma yapmıştı.
Ve demişti ki: “Hükmedilmek istenmeyen bir milleti, esaret altında tutmayı başaracak kadar kuvvetli zorbalar artık bu dünya yüzünde kalmamıştır. Türk milleti son çarpışmalarıyla, özellikle burada kazandığı zaferle, kazandığı kararlılık ve iradeyle herkesçe bilinen bu gerçekleri bir defa daha tarihin sinesine çelik kalemle kazımış bulunuyor.”
Evet bizler; nice hain emelleri düşmanın kursağında koymuşuz. Bin yıldır bu coğrafyadan bizi söküp atmak isteyenleri bozguna uğratmışız. Nice tuzakları bozup, nice prangaları kırıp atmışız. İşte 30 Ağustos! Bunu idrak edemeyenlerin sinelerine çelik kalemle yazılmış bir zafer, suratlarına inen bir tokattır. Bin yıldır bu vatan bizim. Tüten bu ocaklar bizim, çağlayan ırmak, zılgıt bizim, zeybek bizim, halay bizimdir!
Kıymetli Kardeşlerim, bu toprakları bize vatan kılan ecdadımıza borcumuz var bizim. Bizden sonra şanlı bayrağımızı dalgalandıracak, nesillere karşı sorumluluklarımız var. Bu da ancak bir ve beraber olmakla, memleketimiz için gayretle çalışmakla olur. Eser ve hizmet üretmekle olur. İşte bu dava; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Büyük ve Güçlü Türkiye davasıdır. Bu dava, gencinden yaşlısına, kadını erkeğiyle 85 milyonun tamamını kucaklayan, samimi bir dava, kutlu bir yolculuktur. İşte bu dava; nerede bir kardeşimiz varsa, nerde bir soydaşımız, haksızlığa uğramış bir mazlum varsa, ona sahip çıkmanın, dertleriyle dertlenmenin davasıdır. Mazlumlara umut olmanın davasıdır.
Bu vesileyle bir kez daha başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi şükranla anıyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!”
Törende, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kütahya Gençlik Merkezi Müzik Topluluğu, Şiir Topluluğu, Tiyatro Topluluğu sahne aldı.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları, tören birliklerinin geçişiyle sona erdi.